Şarabın Kısa Tarihçesi
Şarabın tarihi ile ilgili ilk hikaye, eski bir Pers efsanesine dayanır. Bu efsaneye göre kralın kızı, babasının sevgisini kaybettiğine ve onun gözünden düştüğüne inandığı için büyük bir üzüntü yaşar ve bir şişenin içindeki bozulmuş üzümleri, zehirli olduklarını düşünerek, kendini öldürme amacıyla yer. Ancak prenses kendini sarhoşluk ve uyku hali içerisinde bulur. Uyandığında ise, gerginliği geçmiş, üzüntüsü azalmıştır. Duyguları öylesine tersine dönmüştür ki, bu yeni ruh hali ile, yeniden kralın gözüne girmeyi başarır. Kızının keşfini öğrenen kral ise, bozulmuş üzümlerin üretimini teşvik eder.
Bu hikaye doğru olsun ya da olmasın, ilk şarabın milattan önce 6000 yılı civarında, bugünkü İran'ı ve Gürcistan'ı oluşturan bölgelerde üretildiğine yönelik bulgular vardır. Yine milattan önce 3000 yılında Mısırlılar'ın Nil Deltası'nda şarap yapımına başladıkları ve şarabın Antik Mısır'daki dini ayinlerde önemli bir rolü olduğuna inanılır.
Eski Yunan'da ise doktorların şarabı, sağlık ile ilgili nedenler ile tavsiye ettikleri bilinmektedir.
Şarap, Klasik Yunan'da ve Roma İmaparatorluğu'nda da oldukça yaygındır. Roma İmaparatorluğu döneminde üretim teknikleri oldukça gelişmiş, şarabı saklamak ve taşımak için fıçılar üretilmeye başlanmıştır.
Milattan sonra 1. yüzyılda ise, İtalya'dan Fransa, İspanya ve Almanya gibi ülkelere şarap ihracı başlamış, ancak daha sonra bu ülkeler kendi üzümlerini ve şaraplarını üretme aşamasına gelmiştir. Özellikle Fransız şaraplarının yaşadığı büyük ilerleme, Roma İmparatoru'nu, bu bölgeden gelen şarapları, yerli şaraplarla rekabete girmemesi için yasaklama noktasına kadar götürmüştür. Yine de Fransa, birkaç yüzyıl içinde şarap üretimine egemen hale gelmiştir.
Fransa'ya şarap ilk olarak milattan önce 600 yılı civarında, ticaret gemileri ve üreticilerin göçü sayesinde ulaşsa da, hemen yaygınlaşmamıştır. Üzüm bağları, çoğunlukla manastırların elinde olmuş ve 1200'lü yıllarda bir canlanma yaşanmıştır. Bu canlanma ile başlayan Fransız şarabının altın devri, 1789'daki Fransız İhtilali'ne kadar sürmüş, bu tarihte ise üzüm bağları, toprak sahipleri ve Kilisenin elinden alınarak halka geçmiştir. Ancak bilgi eksikliği ve Amerika'dan ithal edilen üzümlerden Fransız üzümlerine geçen filoksera (asma biti), şarabın düşüşe geçmesine neden olmuştur. Bugün ise, bu düşüşün ardından gelen toparlanma ile Fransa, en önemli şarap üreticileri arasındadır.
Avrupa'nın genelinde ise şarap, zenginlerin keyiflerinden biri olarak gelişmiştir. Ortaçağ'da yüksek sınıfların evinde, her öğün şarap servis edilmiştir. Bu dönemde Kilise de, Katolik ekmek ve şarap ayinlerinde gerekli olduğu için, şarap üretimini desteklemiştir. Şarabın popülerleşmesi ve yaygınlaşması ise 15. yüzyıldan itibaren gerçeklemiştir.
Amerika'da ise, Avrupa üzümleri yetiştirme çabaları başlarda pek etkili olmamış, daha sonra ise Pasifik bölgesinin ikliminin uygunluğu keşfedilmiştir. 1769 yılında Kaliforniya'da Amerika'nın ilk üzüm bağı ortaya çıkmış ve böylelikle Yeni Dünya'da şarabın popülerliği artmaya başlamıştır.
Şarabın tarihi ile ilgili ilk hikaye, eski bir Pers efsanesine dayanır. Bu efsaneye göre kralın kızı, babasının sevgisini kaybettiğine ve onun gözünden düştüğüne inandığı için büyük bir üzüntü yaşar ve bir şişenin içindeki bozulmuş üzümleri, zehirli olduklarını düşünerek, kendini öldürme amacıyla yer. Ancak prenses kendini sarhoşluk ve uyku hali içerisinde bulur. Uyandığında ise, gerginliği geçmiş, üzüntüsü azalmıştır. Duyguları öylesine tersine dönmüştür ki, bu yeni ruh hali ile, yeniden kralın gözüne girmeyi başarır. Kızının keşfini öğrenen kral ise, bozulmuş üzümlerin üretimini teşvik eder.
Bu hikaye doğru olsun ya da olmasın, ilk şarabın milattan önce 6000 yılı civarında, bugünkü İran'ı ve Gürcistan'ı oluşturan bölgelerde üretildiğine yönelik bulgular vardır. Yine milattan önce 3000 yılında Mısırlılar'ın Nil Deltası'nda şarap yapımına başladıkları ve şarabın Antik Mısır'daki dini ayinlerde önemli bir rolü olduğuna inanılır.
Eski Yunan'da ise doktorların şarabı, sağlık ile ilgili nedenler ile tavsiye ettikleri bilinmektedir.
Şarap, Klasik Yunan'da ve Roma İmaparatorluğu'nda da oldukça yaygındır. Roma İmaparatorluğu döneminde üretim teknikleri oldukça gelişmiş, şarabı saklamak ve taşımak için fıçılar üretilmeye başlanmıştır.
Milattan sonra 1. yüzyılda ise, İtalya'dan Fransa, İspanya ve Almanya gibi ülkelere şarap ihracı başlamış, ancak daha sonra bu ülkeler kendi üzümlerini ve şaraplarını üretme aşamasına gelmiştir. Özellikle Fransız şaraplarının yaşadığı büyük ilerleme, Roma İmparatoru'nu, bu bölgeden gelen şarapları, yerli şaraplarla rekabete girmemesi için yasaklama noktasına kadar götürmüştür. Yine de Fransa, birkaç yüzyıl içinde şarap üretimine egemen hale gelmiştir.
Fransa'ya şarap ilk olarak milattan önce 600 yılı civarında, ticaret gemileri ve üreticilerin göçü sayesinde ulaşsa da, hemen yaygınlaşmamıştır. Üzüm bağları, çoğunlukla manastırların elinde olmuş ve 1200'lü yıllarda bir canlanma yaşanmıştır. Bu canlanma ile başlayan Fransız şarabının altın devri, 1789'daki Fransız İhtilali'ne kadar sürmüş, bu tarihte ise üzüm bağları, toprak sahipleri ve Kilisenin elinden alınarak halka geçmiştir. Ancak bilgi eksikliği ve Amerika'dan ithal edilen üzümlerden Fransız üzümlerine geçen filoksera (asma biti), şarabın düşüşe geçmesine neden olmuştur. Bugün ise, bu düşüşün ardından gelen toparlanma ile Fransa, en önemli şarap üreticileri arasındadır.
Avrupa'nın genelinde ise şarap, zenginlerin keyiflerinden biri olarak gelişmiştir. Ortaçağ'da yüksek sınıfların evinde, her öğün şarap servis edilmiştir. Bu dönemde Kilise de, Katolik ekmek ve şarap ayinlerinde gerekli olduğu için, şarap üretimini desteklemiştir. Şarabın popülerleşmesi ve yaygınlaşması ise 15. yüzyıldan itibaren gerçeklemiştir.
Amerika'da ise, Avrupa üzümleri yetiştirme çabaları başlarda pek etkili olmamış, daha sonra ise Pasifik bölgesinin ikliminin uygunluğu keşfedilmiştir. 1769 yılında Kaliforniya'da Amerika'nın ilk üzüm bağı ortaya çıkmış ve böylelikle Yeni Dünya'da şarabın popülerliği artmaya başlamıştır.
